20 Aralık 2012 Perşembe

Yılın ilk karından sonra metrobüs

Her ne kadar bu akşam metrobüse 20.00 civarı binsem de saat 17.00 sularında zincirlikuyudan geçerken o hınca hınç kalabalığı gördüm. İnsanlar çekecekleri trafik çilesini hesaba katıp erkenden yollara koyulmuş. Ne var ki bu düşünceyi herkes uygulamaya döktüğünde ortalık sadece trafikteki araçlarla dolmakla kalmadı, üzerine bir de insanların oluşturduğu trafik eklendi.

Bu tezimi kanıtlayacak olduğunu düşündüğüm bir fotoğrafı aşağıda paylaşıyorum.


Burası zincirlikuyu metrobüs durağına doğru giden köprü üstü. Köprü üzerinde İnsanların oluşturduğu 3 gidiş ve 1 geliş şeridi var. O tek yön gelişte olan sessiz kalabalıkta yerimi aldığımda küçük çapta bir köprü kuyruğu olduğu gerçeğini kavradım.

İşimi halledip, metrobüse binmek üzere Zincirlikuyu'ya vardığımda saat 20.15 gibiydi. Erken dağılan kalabalığın ardından trafikten ve metrobüs kalabalığından eser kalmamıştı. Metrobüsüme bindim, oturum! (zorlanmadan) ve alışılmadık bir sakinlikle --belki de bunun nedeni soğuktan insanların çene kemiğini bile kıpırdatamamaları- yolculuğumu tamamladım.

Her ne kadar garipsesem de bu sakin seyahat de değişik bir deneyim oldu.



teşekkür

Blogu açalı daha 24 saat olmamasına rağmen sayfa görüntülenme sayısı 300'ü buldu. İlgi çekeceğini düşünmüştüm ama bu kadarını değil.

İlgi bu kadar yüksekse, yazmaya devam :)

Yorumlarınıza sağlık...

19 Aralık 2012 Çarşamba

Metrobüste başımıza gelebilecekler vol.2

Bu yazıya da gülerek başlamak isterdim ancak bu akşam metrobüste yaşadıklarımız, yaşayabileceklerimizden korkmamız yüzümüzdeki tüm mutlu ifadeyi aldı götürdü.

Her akşam gibi bu akşam da Zincirlikuyu metrobüs durağında buluştum arkadaşlarımla. Zincirlikuyu ilk durak olduğundan oturabileceğimiz şekilde kapının önü bize denk gelene kadsr bekledik. Buraya kadar herşey normal. Durağa sığmayan insan toplulukları olarak
mecburen kaldırımın alt tarafında dururken metrobüs şöförü durağa insanlar kaldırımda beklesin diye çok yakın bir şekilde yanaştı. O sırada (insanlıktan çıktığını sonradan anladığımız!) bir kişi şöförün bu hareketine sinirlenip metrobüsun camına sağlam bir şekilde vurdu. Hadi buraya kadar da herşey normal olsun.

Kapılar açıldı. Her zamanki klasik, insanların birbirinin üstüne çıkma çabasıyla ilk 30 sn. kapıda sıkışarak kimse binemese de bunca zamandır profesyonel bir metrobüs yolcusu olmanın vermiş olduğu tecrübeyle yerlerimize yerleştik. Ben o kaos anında incinen bileğimle uğraşırken arkadaşlarımızdan biriyle bir bayan tartışmaya başladı. Bir anda tartışmaya bir bey! (Hala bey diye hitap etmek insanlığa bir hakaret olsa da!) de küfürleriyle beraber katıldı. Derken bir başka arkadaşımız diğer arkadaşımız savunmasız kaldığı için hanımefendiliğini bozmadan ona destek çıktı. Bu tabii ki o beyfendinin! perçinlenen sinirini dindirmedi. Öyle sinirlendi, incir kabuğunu doldurmayacak bir sebepten hatta kendisiyle alakası olamayan bir sebepten
dolayı o kadar hiddetlendi ki işte o zaman olaya sadece seyirci olan ben o adam!ın bakışlarından korktum. Kendi yanında olan iki bayan arkadaşını bile önemsemeden dişlerini sıkarak değil bir bayana, kimseye söylenmeyecek küfürler savurması, yerinden bir iki kere kalkmaya çalışıp yine arkadaşları tarafından engellenmesi (kalkıp ne yapmayı planlıyordu bilemedik) ve bir kişinin bu kadar hakarete, tehdite çıkıpta bir tek kelime etmemesi sanırım bazı değerlerimizi kaybettiğimizin göstergesi.

İnsanlar o kadar sinirli, öylesine asabi ki artık kimsenin kimseye sabrı yok. Öyle bir duruma geldik ki sabah evden çıkarken akşam herhangi bir durum olmadan sağ sağlim gelelim diye dua ediyoruz.

metrobüste başımıza gelebilecekler vol.1


Metrobüs her zaman hatta hiçbir zaman bu kadar keyifli olmayabiliyor ancak bulduğum bu örneği paylaşmak istedim. Mesela bu olay benim bindiğim metrobüste olmadı ama benzer durumları yaşayıp, doğal karşılayan hatta eşlik edip yolda bile olsak oynayabiliyoruz. Ne kadar zor şartlarda da olsak eğlenmeyi seven bir toplumuz sonuçta :)






yoğun istek üzerine...

Selamlar :)

Ben günde en az 2 kez metrobüs kullanan Zeynep. Her gün çeşit çeşit insanlarla karşılaşıyor, değişik karakterlerle muhattap oluyor, zaman zaman komik, zaman zaman (istemeden!) biraz asabi konuşmalar yaşıyorum. Bu durumu bazen ben değilsem bile çevremden biri mutlaka yaşıyor.

Ne hikmetse bir çok ilginç olay benim bindiğim metrobüslerde gerçekleşiyor. Ben de haliyle anılarımı, yaşadıklarımı sosyal medyada paylaşıyorum. Sanırım bu sayede metrobüs anılarımı takip eden bir kitlem de oldu :) Ben de bir arkadaşımın önerisi üzerine metrobüs anılarımı yazacağım bir blog oluşturdum.

Umarım sadece güzel anıların paylaşımları olur :)

Keyifli okumalar....